11 Mayıs 2013 Cumartesi

" BEN GELDİM ANNE ! "

" Ben geldim anne ! " Bu lafı hiç söylememiş . . . Söylediyse de ,  maşallah fil hafızasına sahip beynimin bir yerlerinde bulamamış olan benim . . . Bilmediğim , tanımadığım bir anneye . . . Ve çok iyi tanıdığım , her sabah aynada günaydın ! diyerek yüzüme bakan anneye "Anneler Günü" yazısı yazasım tuttu . Yazı yazmak benim için nefes almak kadar olağan birşey ya . . . Başladım .  Devamı gelmiyor arkadaş . . ! Boğazıma bir yumru oturdu . . . Iıh ! Elim tutuldu , gözlerim yandı . . . Bir "anne" oluşum yanıp sönüyor beynimde , bir "annem" olmayışı . . . Bir oğlum uçuşuyor gözümün önünde, en değerlim . . . Bir silik, sönük hatıralarda " şimdiki ben gibi olan " bir kadın  adı anne olan . . . Kafam karıştıkça karıştı , günlerdir yazmaya çalıştığım yazıya , " Hadi bakalım . . ! " diyerek başladım . . . Hayırlısı . . .

Böyle zamanlarda bir şeyleri özlüyorum , bilmediğim bir şeyleri . . . Millet annesiyle programlar yapıyor pazar 'a ,  hediye alıyor anasına ; ben öyle bakıyorum puslu bir film seyreder gibi . İçim buruluyor gibi oluyor . . . Bir yandan da huzur buluyor , nazıyla uğraşacağım kimse yok diye . Yine bir ikili delilik içimde . . .  Biri kalk gidelim , biri gel oturalım diyen iki kişi . . .

Annemi çok da hatırlayamıyorum açıkçası . Bir kaç enstantane var hatrımda ona dair , onlar da bana kalsın izninizle . Zira çok da hatırlanası , okunası şeyler değil kendileri . Ruhumun içinde , yolunu bulmaya çalışan yarasalar gibi , kendi sesine gidiyor hepsi , bundan kimseyi ilgilendirmeyişleri . . .

Benim " anne " mevhumu ile alakam , okuma bayramlarında , müsamerelerde kucaklayan, içine sımsıkı kokumu çekip de saçımı düzelten bir annem olmayışıyla değil . Sabahları uykumdan uyandıran , kahvaltı hazırlayan , akşam üstü eve gelince " Sana bu gün şunu pişirdim." diyen . . . Zor günlerimde elimi tutan , ağladığımda gözümün yaşını silen , oğlum büyürken benim yerime ona bakan . . . Başım sıkıştığında " annem ne pişirdi bu akşam acaba, çok acıktım" ın karşılığı olan değil ! Benim için bunların çoğunu yapan , çocuk yüreğiyle bana analık yapan ablam . Hoyratça sevgisini kullandığım , çok kereler kırdığım ama varlığını hep sağ omzumda hissettiğim . Tarifi imkansız sevdiğim . . . Yokluğunu hayal bile edemediğim . . .

Benim "anne" mevhumu ile alakam , hayatımda " anne " figürü olmayışının getirdiği sertlik , hoyratlık  ve acımasızlığa son veren oğlumla belki de en çok . Çocukları sevmeyen ben ' im , çocukları keşfedişim . . . İnsan olana kıyamayışım . . . Ah almaktan , can yakmaktan korkuşum . . . O ' na bir zarar gelir , acısı O ' ndan çıkar diye ertelediğim , ötelediğim intikamlarım , sustuğum , yuttuğum , gömdüğüm acılarım . . . Olumlu tüm duygularım , bela kovalar gibi kaçtığım olumsuzluklarım . . . Her yeni güne , içinde " O" da var diye umutla başlayışım . . . Her akşam eve koşa koşa gelişim . . . Vazgeçmeyişim . . .

Teşekkür ederim ! Benim gibi bir çocuktan insan yaratana , ki bu ablam . . . Benim gibi bir kadından anne yaratana , ki bu oğlum . . .  Kötülüğe serpilmeyecek kadar sağlam bir " Ben "  yaratana , ki bu ben  . . . Beni yaratıp da , ruhuma bu "sevgi" yi koyana , adımı koyana , beni ben yapana , benden vazgeçmeyene , kapattığı her kapının ardından yenisini açana . . . 

SEVGİYLE , LALE  . . .



6 Mayıs 2013 Pazartesi

Sol Yanım ' a Mektup Yazdım . . .

" İyi değilim. " demene gerek yoktu , iyi olmadığını anlamam için . " Gel ! Seninle konuşmaya ihtiyacım var . " demene de gerek yoktu , bu güne dair planladığım şeyleri bırakıp da sana gelmem için . Sen ki , her zaman benim ruhuma " Ferah " lık vermiş , sen ki sarıldığımda eksik bir yerim tamamlanırmış gibi huzur bulduğum . . .

Saatlerdir aklımda son cümlen . . . Beynimin kıvrımlarına çarpıp yankılanan , oradan da kalbime yayılan . . . İçime tuhaf bir his getiren . . . Biraz gurur , hafif bir hüzün , içten bir tebessüm , çokça da umut .  Hayata dair , dostluğa dair , yarınlara dair . . .

" O çocukları hiç unutma ! " diyeceğim sana  . Ben unutmayacağım ! Neyimiz dar , neyimiz eksik diye masaya yatırıp , çözüm bulmaya oturmuşken . . .  Bacakları olmayan çocukları önümüzden geçirmesi . . . Ve de ne ironiktir ki , o çocukların can - ı gönülden gülümseyerek . . . Olmayan tek bacaklarının yerine koltuk değneklerini koyarak ,  bir yerlere yetişmek için hızlı hızlı neşeyle önümüzden geçmeleri . . .  " Tesadüf değildi ! "  Hani tesadüf diye bir şey yok ya bitanem hayatta ; o çocuklar , sağlıklarına şükredeceğimiz , muhteşem evlatlarımızı hatırlayarak sızlanmayı kesmemiz içindi. . .
Biliyor musun ? Sen kelimelerin arkasına saklanmak zorunda hissetmediğim nadir insanlardansın bitanem . Şuraya yazdığım herşeyi yüzüne de söylüyor olabilmek , söyleyebileceğimi bilmek kocaman bir duygu . Ötesini sorgulamadan , getirisini götürüsünü umursamadan . . . Olduğunca , olabildiğince , geldiğince . . .   " Neden söyleyebildiği şeyleri yazar ki insan ? " Yani söylemeye yüreği olmayanların işi değil mi kelimelerin ardına saklanmak ? Bu sefer öyle değil , seninle hiçbir zaman değil . Bilirim ,  şişenin içine tıkıp olabildiğince uzağa fırlattığım , sonra da unuttuklarımı buluşun az değil ! Satır aralarımı bir çırpıda okuman . . . Zor zamanlarımı hissedip de , bir şekilde yanımda olman . . .  Karanlık gecelerde ışık , dar zamanlarda umut olman . . . İşte tüm bunlardan dolayı , sana minik bir armağan vermek istedim , bu sefer suya yazmadan . . .

Uzun lafın kısası canım ; Sen ! İyi ki varsın ! Kim bilir ,  belki yaşamlar öncesinde planlamıştık birbirimizin ışığı , vicdanı , sağduyusu , sol yanı , diğer kanadı olmayı . . .   " Canım' a Can oldun kuzum . . .  " diyecek kadar Can' dan , sarılınca  ilk çekilen olmayacak kadar Ben' den . . .