6 Temmuz 2013 Cumartesi

KADINLAR

" Sen bana gitmek için gelmiştin ! " derdi eski ben . . . Şimdi ben " Geldiysen hayatıma  , vardır bir sebebi . . . " diyorum . Yok yere karşılaşmazdık biz .

" Kalsan . . ? " derdi eski ben . . . Şimdi ben " Kapı orada ! " diyorum . Seçim senin .

" Uyusak ! " derdi eski ben . . . Şimdi ben ; dilek kipleri yerine , emir kipleri kullanıyorum . Hangisini seçersen .

"  Korkuyorum ! " demek ister de , gebersem söylemezdim ben . Şimdi yırtıyorum kendimi " Bazen çokk korkuyorum ben ! "

" Herkes yürekli olamaz kızım ! Anla ! " derdi eski ben . . .   Şimdiki ben almıyor içine yüreksizleri , kaçak tepişenleri , çıkarları için direnenleri . . .

O zamanki benle , şimdiki ben arsında çok yol yüründü . Çok şeyler göze alındı , güvenli bir çok limandan vazgeçildi .  Bir başına olmanın " muhteşemliği " ve " öğreticiliği " deneyimlenip benimsendi . . .  

Ve ne oldu biliyor musun?

Çamurdan çiçekler yaptı,  yarattı birisi. . .  Olmaz'dan bir anne ,  bir kadın yarattı . . . Yaratılan her şeyi seven. . . . Evine giren sineğe kıyamayan . . . Her varlığa , yaratılmış oluşundan dolayı saygı duyan . . . Her şeyi seven . . .  Bu günlerde zaman zaman ürken . . .  Ama asla " Boyun eğmeyecek " , " Taviz vermeyecek " , " Eğilmeyecek " olan . . .
 Laleler ,papatyalar , tüm anneler , diğer kadınlar  gibi . . .

Kim mi ?

İÇİMDEKİ KADINLAR . 
İÇİMDEKİ KADINLAR . . ! 
ONLARCASI . . . 






4 Temmuz 2013 Perşembe

Yürek

İş yüreğe bakıyor arkadaşım , kıblesi orası ; Yürek . . !

Ana olmak da , dost olmak da , öğretmen ya da doktor olmak da hep aynı yerde kilitleniyor ; Yüreği olmakta  ! Birileri " mış " gibi yapıyor . Ve inan , bu durum bu değerlere gerçekten sahip olanlarda en ufak bir etki yapmıyor , olumlu olumsuz . Vız gelip tırıs gidiyor ; Kişi kendini biliyor . . !

Biliyor aslında herkes kendini . . . "Yürekli " olmanın anlamını , ta içinde hissedeli yüzyıllar olmuş . Atalarından kalmış bu miras olarak . Yok eğer böyle bir duygun yoksa . . . Hayata saldırmak , direnmek gibi , dayanmak gibi . . . Bu demektir ki... Sen kaypak , yüreksiz ve yavşaksın . . . Genlerinden gelmiş bu sana . . . Ki bu , daha da derin  daha da acıtıcı bir durum . Allah aklını korusun !

" Ne bu öfken ? Neyin hırsı bu ? " diyebilirsin canın acıdıysa . . ? Cevap verir , " Artık yürekli , cesur ve dürüst ol ! " derim . Ömür geçiyor güzelim . . .Yapmak istemediklerine itiraz etmeyi becerebilecek , ama yapmak istediklerini de yüreğine sokuşturup üstüne yatmak yerine seni ittirecek yüreği büyüt ! " derim . " Ben kanaya kanaya becerdim , sen de yapabilirsin . Az bir yürek , az bir gayret . . . Hadi bi sık da. . . . Sen de dene . " derim .  " Kimseyi oyalamıyor , ertelemiyorum artık , gönlüm istediğince yaşıyorum . " deyip , kapı arkalarına saklanmanın komikliğini gör be zavallı derim . . . 

Ben " Ooooo . . ! " Öyle çok şey derim ki . . . Malum ; kalem sağlam , yürek sağlam . . . 

" Öylesine yazdım , ne var ? " derim . . . En ufak bir huzursuzluk da duymadan , döner arkamı  gider, yatarım yatağıma , Şükrederim . . .



2 Temmuz 2013 Salı

AKLINDA OLSUN . . !



Yine bir yalnızlık sabahında , gidişinin buruk hüznüyle yalpalıyor yüreğim . 
Neyse ki , bu gitmelere ya alışıyor , ya da bir türlü dayanıyor ne bileyim . . ? 

Sayılı gün çabuk geçer diye kandırırken içine öküz çöreklenmiş kalbimi
Avuntum ; dönülecek bir yere gitmiş olman , sağlıklı , güçlü , aklı başında .

Haydi bakalım , bu kadar hüzün yeter !
Yolun açık , şansın bol olsun !

Olur da burulursan bir şeylere , kalbimin tam seninkinin olduğu yerde attığı
AKLINDA OLSUN . . !


30 Haziran 2013 Pazar

BİZİM YETİŞTİRDİĞİMİZ ÇOCUKLAR . . .

Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar, her gün yıkandıkları için kokmazlar. Yere tükürmez ve sümkürmez. Yol kenarlarında kurban kesmez, mangal yaptıkları sahilleri çöplüğe çevirmezler. Yaşadıkları yeri temiz ister ve temiz bırakırlar. Ateşli silah bilmez, sopa, zincir ve döner bıçağı taşımazlar. Kendilerine saldırılmadığı sürece ona buna saldırmaz, kimsenin malına ve canına kast etmezler. İnançlara da saygılıdırlar, tapınaklara da... Ne vandaldırlar ne de talancı... Zaten yalancı da değildirler.
Onları hiç olmadıkları, asla yapmadıkları iğrençliklerle suçlayan yalancı ve düzeysiz zihniyetin bizim çocuklarımızı, bizzat içinde büyüdüğü ve çevresinde görmeye alıştığı güruh gibi sandığını, daha da kötüsü, bizzat kendisini aldatmaya çalıştığını düşünüyorum.
***
Dövülmeden, ezilmeden, sevilerek, sayılarak büyütüldükleri için öz güvenle dolu bu çocuklar; şakanın ve eleştirinin yasak olmadığı ortamlarda yetiştikleri için özgür, hayvanları insanlar kadar seve bildikleri için cömert, doğa tüm canlılara gerektiği için çevreci oldular.
Özgür düşünebildiği için keskin zekâları, çağın teknolojik ve bilimsel eğitim olanaklarıyla birleşince evrensel düzeyde tartışabilen, dolayısıyla fikirsel anlamda en gelişmiş gençlik kuşağını oluşturdular.
Taksim Gezi’den önce tüm yurda, ardından Brezilya’ya yayılan ve kalıbımı basarım başka ülkelere de taşacak olan gösteriler, işte bu evrensel kuşağın eskimiş düzene, talana dayalı politikalara ve bencil, yolsuz, çıkarcı politikacılara, kısaca çürümüşlüğe, kokuşmuşluğa isyanıdır.
Türkiye özelinde, yaşadığı ortamdan başlayıp bireysel tercihlerine, özgürlüklerine, laik rejime sahip çıkmayı amaçlayan gençlerimizi, önce dehşet verici bir şiddetle şiddete karşılık vermeye itip ardından Ot’tu Por’du diye düzmece komplolar, yetmedi darbecilikle suçlamak, “asıl” komplonun ta kendisidir.
***
Asıl komplo, Başbakan’ın Tunus dönüşünden itibaren, sanki seçim kampanyasındaymış gibi AKP otobüsünün üstünden, tüm ulusu değil, sadece AKP’lileri muhatap alarak özellikle yaptığı “biz” ve “onlar” ayrımıyla başlatılmıştır. Asıl komplonun amacı, kaçınılmaz bir ekonomik çöküntüyü, Taksim Gezi çıkışlı gösterilerin ve göstericilerin üstüne yıkmaktır!

____________________________________
Mine G. Kırıkkanat - Cumhuriyet, 23.06.2013 —