11 Temmuz 2013 Perşembe

SEN OL !

Sen bir gül ,
Bahar gelir , çiçekler açar ruhumda !
Sen bir mutlu ol ,
Neşeli şarkılar dans eder kulaklarımda .
Sen bir bak bana ,
Gözümün bebeğinde kuşlar uçuşur .


Sen bir elimi tut ,
İnanırım kanatlarımızın bizi her yere taşıyacağına .
Sen umut ettikçe ,
Benim kalbimde yeşerir kocaman ormanlar.
Sen inandıkça ,
Bana aşılabilir tüm dağlar . . .


Sen OL !
Bana bir şey olmaz ,
Artık ölmem ben . . .

9 Temmuz 2013 Salı

GÜNAYDIN


 Bir "Günaydın " ı olmalı insanın yüreğinde . Ya da " Günaydın " diyecek yüreği . . .

" Günaydın "ı olan insanlar istiyorum hayatımda . Bir " Günaydın"" ı esirgeyecek kırıkları , öfkeleri , çekinceleri olanlarda oluşumu sorgulamayı sevmiyorum . Altı üstü bir selamlama , topu topu sekiz harf , ne var bunda bu kadar takılıp da üstüne yazılar yazacak diyorsan sevgili okuyucu , yanlış yerdesin . Bu yazıyı okumayı şimdiden bırak , bırak gitsin . . .

Bunun basit bir temenni sözcüğü olduğunu düşünen insanlar yüzünden bu kadar sıradanlaşıp  , anlamını yitiriyor kiminin aklında  kiminin dilinde , gereksizleşiyor . . .  Bu kimileri , yeni gelen günün kutsallığını fark etmiyor . Karanlık bir gecenin ardından ışığı tekrar görebilme şansına ulaşabilmiş olmanın o özel  , o eşsiz değerini . . . Yeni bir güne gözlerini açabilme şansına , en değerlilerinin yanında olabilme , onların nefeslerini seslerini bir gün daha duyabilme şansı olamayacak olanlardan olmadığının ayırdına varamıyor . Demiyor : " Bu gün ben ! Binlerce insandan daha şanslıyım ! Sabaha uyanamamış , bir daha yattığı yerden doğrulamayacak , sevdikleriyle bir daha konuşma , onlara bir daha sarılma şansı olamayacak binlece insandan . . .  Silkinip doğrulamayacak , serin suyla yüzünü yıkayıp da " yaşıyor " olduğunu fark edemeyecek, evden çıkıp hayatın koşusuna eşlik edemeyecek insanlardan . . . "

Derin bir sözcük bu ! " İyi geceler " ya da " Tatlı rüyalar " dan daha derin , daha anlamlı. Onlar sonken , "Günaydın " bir başlangıç , hep yeni hep taze . Umut dolu , dibine kadar , her bir tınısında " yaşam " dolu . Kimse bilmek zorunda mı bunları , herkes bu kadar derin düşünmek , yaşamak zorunda mı ? Tabii ki değil . Ama ne dedim ? " Bilmeyen , hissetmeyen , yaşamayan insanlarda oluşumu sorgularım ben . İki beden dar gelen bir pantalon nasıl sıkarsa bedenimi , böyle insanlarla aynı havayı ortak bir hayatı paylaşmak da sıkıyor ruhumu . " Oysa ki , can - ı gönülden söylenmiş bir " Günaydın " içimde kuşlar havalandırıyor , yaşama sevincimi körüklüyor , ittiriyor arkamdan " Hadi yürü ! Hayat geçiyor , yakala ! " der gibi . . . Sebebim olduğunu hissediyorum şu bazen kırıkları canıma batan hayatla oyun oynayabilmek için . . .

Dilerim sevgili okuyucu , dilerim  ki ; her ne olursa olsun , hayatında hep sana yürekten bir "Günaydın " diyecek insanların olsun . . . Unutma ! Bir "Günaydın " ı olmalı insanın yüreğinde . Ya da " Günaydın " diyecek yüreği . . .

8 Temmuz 2013 Pazartesi

GELİŞİNE . . .

Yazma zamanıdır şimdi . . . Yazmak gerek . Zira nereden başlayıp , nasıl devam edeceğimi bilmiyorum bu ara . . . Hadi mektup yazayım babama , ablama, sana  , ona ya da oğluma , kalsın diye yarına . Okuyan bulsun kime yazıldığını , belki kendinedir , belki başkasına kim bilir ?

Özledim seni ;
Mektuplar " merhaba " ile başlar kuralını delmesem . . .  " Ben", ben olmazdım değil mi ? Bunu sen de biliyorsun , ben de . Öyleyse kandırmak birbirimizi niye ? Ben kaldığım yerden devam edeyim ;

Özledim seni ;
Sen buralarda yokken , ben kimi zaman korkak , kimi zaman deli neşeli ( bence beni en net tanımlayacağın gibi ), kimi zaman mutlu , kimi zaman senin bildiğin ben gibi " ayağını sağlam basan " , kimi zaman yorgundum . . . Ne o ? Şaşırdın ? ? ? Yakıştıramadın mı bana yorulmayı ? Sen buralardan gideli beri yoruluyorum ara sıra ben . Yakıştırıyor muyum kendime , ya da sen yakıştırıyor musun bana çok da umurumda değil. Yaşayan bir şey bu , yaşayan ben . . . Sen yokken !

Sen buralardan gideli , hayat çalkalanıp duruyor . Ben yine yemek yiyemiyorum , yine çok sigara içiyorum . Bilirim kızarsın şu sigara  işine konu bana gelince , her ne kadar kendin de içiyor olmuş olsan da . . . Dedim ya ! Çalkalanıyor hayat ; zaman zaman midemi heyecandan ağzıma getiriyor , kimi zaman bulantıdan . 

Ben tutunmaya çalışıyorum yokluğunda  hayata , en çok da bana . Buralar karışıktı biliyorsun söylemiştim ya da sen içindeydin, iyi kötü en hararetli anlarını atlattık . Sonra bir takım eşi dostu ayıkladık , koyduk bazılarını sağ ' a ,bazılarını sol  ' a . Ben mi ? Merak etme . Hala aynıyım , sadece " insan olandan " yana . Rengim mi belli değil ? E , sen bilmiyor musun benim " rengarenk " olduğumu ? Kalbim sadece ! Sadece " serin kalabildiği sürece " , bedenimin de canla başla orada olacağını ? 

Sen burada yokken , ben de bazen kendimde yoktum . Zaman zaman izin verdim kendime , duvarlarımın dışına çıkabilip de soluk alabilmek için . Zaman zaman telaşla aradım değerlerimi , duvarlarımı daha da yükseltip de arkasında oturabilmek  için . Sonuç mu ? Keyifliyim ! Benden bahsediyoruz. Her gelen yeni sabaha şükreden ben , döne döne "kendini arayan " ben . . . Keyifliyim . Sen de rahat ol , huzurlu ol !

Çok mu yuvarlak yazdım ? E , be canım benim ! Yuvarlak olmayan ne var söylesene bana . . . ?