18 Nisan 2013 Perşembe

Kim bilir ?

 Ben seninle  konuşmayı özledim, sohbet etmeyi. Gerçi daha çok konuşan ben olsam da, yine güzelmiş meğer seninle sohbet . . . Hadi yine ben konuşayım, sen dinle; kendi sesinden dinle bu sefer beni. Konuşmaya hasret kaldı yüreğim de, dilim de. " Ne biçim laf o?" diyeceksin. "Konuşsana be kadın, insan dediğin konuşmaya hasret kalır mı ağzı dili varsa . . ?" diye düşüneceksin. Konuşamıyorum işte, içimden gelmiyor. Herkesle iki kelam güne dair, bir de çoluk çocuk . . . İşte o kadar. Çekinirdim eski zamanlarda içimden geçenler, nasıl varır karşı kıyıya diye . . . Artık umrumda değil . Nasıl varırsa varsın, hatta dilerim varmasın kıyılara yazdıklarım, dolaşıp dursunlar öylece . . .  Ama bunun yanında insan ruhu bu durur mu ? Ha bre yazıp durmaktan elim nasır tuttu, yüreğimi sorma gitsin . . .
Yüreğimi demişken, onun da fikirleri var; sürekli beynimi yiyip duruyor.  Kalbim bir yerlerde asılı kalmış, beynim ona sürekli yeni alternatifler sunuyor. Bunların itiş kakışından kulaklarım uğulduyor. Lafın etrafında fazla dönüp durmaya gerek yok. Ben en çok seninle konuşmayı özledim. Bildiğin sadece konuşmayı, salt konuşmayı. Şimdi dönüp bakıyorum da en çok, konuştuğum zaman; ya da sustuğum, daha derini görmek istercesine dikkatle her hareketimi takip etmeni, gözlerimin ötesini görmek ister gibi "beni" dinlemeni özledim. Can kulağıyla dinlemeni. Sana konuşmayı özledim, seni dinlemeyi özledim. İkide bir çenesini tutamayan bir çocuk gibi sözlerinin ortasına dalıvermek tek pişmanlığım. Keşke öylece durup bekleseydim, ben tutsaydım dilimi seni daha çok duyardım belki de? Beden salak, kanar doyar da herşeye . . . Ruh huzur bulmuyor, karşısındakini eldiven gibi giymeyince. Konu boş muhabbetler yapmak değil, öylesini aramana bile gerek yok, bir dolusu ortalıkta. Da . . . Konuşamıyorum ! Lanetlendim mi nedir ? Kim bu kadın, tanımıyorum ? Söyledikleri işime gelmiyor . . .  Onu da dinlemek istemiyorum.
Sonra ben zaten uyuzun tekiyim; gezmeyi hepten sevmez oldum, insanlarla bir arada olmaya tahammülüm bile yok. Sesleri gürültü, görüntüleri karaltı gibi . . . "Yalnızsın" demiyorlar,. " İnzivaya mı çekildin, çağırıyoruz gelmiyorsun, geliyoruz görmüyorsun ?" demiyorlar. Düşünüyorlar . . . Ama hiçbir şey demiyorlar, öyle bir yükseliyor ki duvarlarım, ne yükselmelerine engel olabiliyorum, ne de indirebiliyorum. İşte bu durumda onlar da öylece durup, gözlerimin içine bakıp, sessiz bir sürü soru soruyorlar. . . . Gıkları çıkmadan, vır vır konuşuyorlar. Hal böyle olunca daha da kaçasım geliyor herkesten, içime kaçıp da çıkmayasım . . . Domuz gibi gözlerimi kapatıp bir daha açmayasım . . .  Günlerimi aynı çatı altında geçirdiğim bu insanlar, bazı akşamlar halimi hatrımı sormak için arıyorlar, özlüyoruz birbirimizi. Ama gidemiyorum kimseye, kendimden çıkarıp da elimi uzatamıyorum, ayağım gitmiyor en yakınımdakilere bile. Aslında biliyor musun, belki de bunun seninle de bir alakası yok. Bu, benimle ilgili bir şey. Ben ezelden beri hep sevdim melankolik müzikler dinlemeyi, evde kendi kendimle sohbet etmeyi, iki duvar karalamayı ya da iki satır çiziktirmeyi. Senden önce bir metamorfoza uğramıştım belki, üç beş sene süren . . . Sonra özüme döndüm kim bilir? Belki de en iyi zaman bilir, zaman gösterir. Ya böyle at gözlüklerimle sadece önüme bakarak yürüyeceğim hep, ya da başka güneşler doğacak umarsızca içimde şımaran çocuğun ısrarlarına dayanamayarak. Kim bilir?
Tek bildiğim seninle konuşmayı özledim. Sensiz yaşamaya alıştım, zaten bir elin parmaklarını geçmezdi, sabaha uyandığımız geceler, üç beş kadehten fazla değildi sağlığa kaldırdığımız kadehler, bir kitabı bile anca doldurdu kurduğumuz cümleler . . . Bir de orda burda kalmış şiirler . . . Eminim hepsi yerinde iyiler. Amaan boşver . . . Ben zaten babamı da özledim, ablamı da özledim; en büyük derdimin çiçekler, kelebekler olduğu, her sabaha neşe içinde uyandığım günleri de özledim. İçimdeki çocuğun cıvıldamasını özledim . . . Şöyle bir kaç adım geri durup onu seyretmeyi ve ona gülümsemeyi çook özledim ben .



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğer, yorumlarınız kalbinize iyi geliyor ve kendinizi mutlu hissettiriyorsa... Gerekli ve değerli olduğunu düşündürüyorsa size; Sevgiyle paylaşalım...